7 Aralık 2015 Pazartesi

7 Aralık 2015 Trabzonspor - Eskişehir Maçı

     Her kötü giden olayın düze çıkması, kötü günlerin unutulması için bir milat bekler herkes. Kimisi yeni bir yılı, kimisi yeni bir işi buna sebep göstererek temiz bir sayfa diyerek yola çıkar.
     Trabzonspor da böyle bir maça çıkmak istemiş, taraftar da olsaydı bu heyecanı daha da yoğun hissedebilirdik.
     Maçı izlerken ilk 15 dakikada çok endişelendim sahada 15 dakika geçmiş ve yazılacak hiç bir şey yoktu 3'lü savunma ve Cardozo'nun oynaması detayları dışında inşallah maç böyle devam etmez diye düşündüm. Eskişehir çok soğuk bir takım görüntüsü çizdi, tıpkı Trabzonspor gibi sahaya çıkmış 11 adam görüntüsü vardı iki takımda da. Cardozo'nun oyun zekası ve beyni ile ayağındaki kısa mesafe sayesinde oyunu yer yer iyi açan Trabzonspor, Eskişehir'den farklı olarak biraz daha top tutmayı becerebildi. M'bia serbst oynuyor gibi gözüktü sahanın her yerinde topla buluştu diyebiliriz bu anlardan birinde kaleyi değil usta ayağı tercihi sayesinde Trabzonspor golü buldu. Akıllara aynı pozisyonda Mehmet Ekici olsa ne yapardı sorusu geldi, Mehmet Ekici'nin bence kendisini ispat etmeye ihtiyacı yok ama saha içinde bunu çok deniyor, basit paslarla hem daha az yorulmak hem daha az darbe alıp oyunu hızlandırmak varken topu ayağında tutuyor, bu anlarda dripling yapan topçukar ya ofsaytta kalıyor ya da pozisyonunu kaybediyor. Bu konuda daha dikkatli olması gerektiğini düşünenlerdenim.
     Cardozo sanırsam 10 numara mevkisinde de çok rahat oynayabilir, ağır bir topçu olmasına rağmen oyun zekası ve pası almadan verdiği kararlar ile 1 saniyelik temas ile birlikte bile çok etkili ataklar başlatabiliyor. Maçın 48. dakikasında yaptığı bir pres vardı kaleciye doğru arkasındaki iki oyuncu da doğru yerlere ki bu doğru yerler kendilerine en yakın rakip oyunculardır koşu yapıp kapatsa bir top kazanma ve gol mümkündü, böyle anları örneklerle çoğaltabiliriz.
    Penaltı ile gelen ikinci golden sonra oyundan düşen Eskişehir plansızlık yaşadı, tek kişi cezasahasında gol arama çabaları normal bir savunmada asla etki göstermez ama bir kademe hatası ile farkı 1'e indirmeyi başardılar.
    Kırmızı karta ve sonrasına değinmek istiyorum, basit bir alan hesabı bilen herkes de bilir ki belli bir alanda sayıca üstünsen oyunu genişleterek eksik kalan rakibi birbirine uzaklaştırarak daha rahat oyun oynayıp geniş alan bulunabilir ısrar ile rakibin eksik kaldığı maçlarda Süper Lig'de bu denenmiyor, ciddi bir taktiksel reforma ihtiyacı var bu konuda.
    Genç oyuncu Muhammed Beşir'in golüne Muhammed adına çok sevindim ama hemen yıldız devşirmeye çalışılmamalı sadece 1 gol. Alt yapıda onu izleyenlerin fikirlerine değer vermek gerekir diye düşünüyorum kimse 1 maçta yıldı, 1 maçta kötü topçu olmaz.
    Yusuf Erdoğan ısrar ile aynı şeyleri yapıp farklı sonuç bekliyor ve olmuyor, 1461'deyken yaptığı en iyi şey topu uzatıp peşinden koşmak olan Yusuf yukarıya çıktığından beri bunu hiç yapmadı, iki takımda yönlendirilmeye ihtiyacı olan çok oyuncu var bu sorunları da ancak bir taktisyen hoca çözebilir.
    Dünya değişiyor, futbol değişiyor biz ısrar ile uyum sağlamıyoruz, birisi artık futbolun rönesansını yakalamalı matbaa artık Türk Futboluna da gelsin.


30 Kasım 2015 Pazartesi

30 Kasım 2015 Fenerbahçe - Trabzonspor Maçı

     Uzun bir aradan sonra siteyi aktif hale getirip yeniden maç yazısı yazmaya başlıyorum. Maçın ardından yazılacak tonla şey var ama yine de sahanın içinde kalacağım.
     Maçı Trabzonspor cephesinden ele alacağım, ne oynamalıydık  ne oynamak istedik ve ne oynadık birlikte bakalım.
     Trabzonspor kadrosu açıklandığında herkesin ortak düşüncesi Marko Marin neden yedek bırakıldı sorusuydu. Bu sorunun haklı olduğunu maçın ilk bölümünde yakaladığımız kontralarda anladık, topla rakibi az yakaladığımız anlarda ne yapılması gerektiğini bilen, doğru koşuyu yapan tek bir adam yoktu.
      Fenerbahçe evinde açık oynayacaktı bunu kim olsa tahmin edebilirdi, madem kontra atak düşünerek sahaya çıktın Marin topun yönünü değiştirebilecek ve hızlı hucumda sana altarnatif sağlayacak adam neden sahada yoktu?
     Erkan Zengin kendisini savunan beki o kadar rahatsız edemedi ki neredeyse her atakta Gökhan Gönül bizim sahamızdaydı zaten sol taraftan gelen ilk gol ve ataklar bunu çok net gösterdi.
     Maç ilerlemeye devam ederken futbol adamlarının en saçma ritüeli olan ilk yarıda oyuncu değişmez alışkanlığı işledi, şimdi Alper 25. dakikada mı çıksa biterdi yoksa kırmızı yiyince mi bitti?
      Sadi Tekelioğlu takıma taktik çalıştırsın diye bir beklentim yok ama elindeki kadroyu doğru değerlendimesini beklerim. Zaten hucum yapaman bir takımda N'doye'yi ileriye atıp 20 dakikada top kovalatarak bitirirsen ve ona top taşıyacak adamları onun 30 metre uzağında tutarsan mahkum oynamak zorunda kalırsın.
     Dönen topları toplayıp servis etmek yerine savunmayı geriye çekip Fenerbahçe'nin oynamasını izledi hoca. Futbolda top tutmadan maç kazanamazsın.
     Muhtemelen gelecek yeni yönetim seninle çalışmayacak bunu sen de çok iyi biliyorsun şu deplasmanda Marin ve Cardozo ile başlayıp top tutmayı denesen hem eleştiri almayacak hem de puan alma şansın olacaktı.
     Trabzonspor ise sadece mucizevi şeyler bekledi, topun Fenerbahçe yarısahasında bir şekilde önüne düşüp gol yapacağımız anlar bekledi.
     İkinci yarıda Trabzonspor futbol adına hiçbir şey yapmadı Fenerbahçe eğer Fernandao ve Volkan Şen'i biraz daha erken oyuna soksa çok daha rahat skoru açacaktı.
     Yıllardır futbolun içinde olduğunu iddia edip hala daha rakibe sert oynayıp yıldırmanın haricinde bir taktik geliştiremiyorsan güzelce kenara çekilmelisiniz.